Takdim

İslâmiyet’in mühim bir rüknü olan “ahirete iman” esası, birkaç asırdır, bütün dünyayı baskısı altında tutan materyalist görüş tarafından reddedildiği için bütün insanlarda olduğu gibi maalesef Müslümanların kalbinde de zayıflamıştır. Bu durum iç huzurumuzu alıp götürdüğü gibi, insanlar arasındaki samimiyet ve itimadı da yok etmiş ve dünyayı yaşanmaz hâle getirmiştir. Kur’ân’ın üçte birinin ahiretten bahsetmesine rağmen, Müslümanların bile bu huzur kaynağından mahrumiyetle karşı karşıya kalmaları düşündürücüdür.

Eskiden iman umumî olduğu için, sıhhatli bir cemiyet bünyesinde inkâr hâdisesi pek görülmüyordu. Çünkü ekseriyeti teşkil eden ve safiyeti bozulmamış büyük kitle, dalâletle karışık vaziyette bulunan o zamanki felsefe ile zihnini bulandırmadığı için naklî esaslara gönülden bağlanıyordu. Bu sebeple o gün için münkirler, felsefe ile meşgul olan ekall-i kalîl içinde bulunuyordu. Hatta bir İslâm filozofu olarak bilinen İbn Sina gibi bir dâhi bile mensup olduğu felsefî görüşlerin tesiriyle, “Akıl bu yolda gidemez.” diye hükmedebiliyordu.

Şimdi ise, her çeşit inkâr ve ilhad anlayışı omuz omuza verip keskinleşmiş ve iman esaslarını şüphe ve tereddütlerle sarsmıştır. Bunun ötesinde de “evrim” gibi birçok materyalist görüş ülkemiz dahil bütün dünyada senelerdir genç nesillere telkin edilmiştir. Bu bakımdan çok ciddî bir noktada bulunduğumuz ortadadır. Çare olarak da, bu hakikatin Kur’ânî ve aklî bir metodla ispatı yani ahiret gerçeğini aklına sığıştıramayan insanlara yeni bir ufkun açılması gerekmektedir.

Gerçekten de “Haşr-i Âzam, İsm-i Âzam’ın tecellîsiyle olduğundan Cenâb-ı Hakk’ın İsm-i Âzamının ve her ismin âzamî mertebesindeki tecellîsiyle zâhir olan ef’âl-i azîmeyi görmek ve göstermekle Haşr-i Âzam bahar gibi kolay ispat ve kat’î iz’ân ve tahkikî iman edilir.” İşte bunun için görüyoruz ki, sohbet ve vaazlardan derlenip kaleme alınan elimizdeki bu eserde Cenâb-ı Hakk’ın, Rahîm, Hakîm, Hafîz… gibi isimleri ele alınarak yepyeni bir ispat metodu sergilenmiştir. Ayrıca bu inancın cemiyetin çeşitli kesimlerinde bulunan insanlar üzerindeki güzel tesirleri ele alınarak pratik faydalar da izah edilmiştir. İçimize ötelerin neşvesini nefheden bu çalışmanın anlayış ve bakışlarımıza yepyeni buudlar kazandırmasını temenni ederim.

Safvet SENİH

-+=
Scroll to Top