ŞAFAK GARİPLİĞİ
Gecelerin ardından bir şafak garipliği,
Durmuş gözlerken huzûru, neş’eyi, sevgiyi,
Bora gibi zorlu esmeye başladı kader,
Kuluçkadaymış bütünüyle kin, nefret meğer,
Deldiler zamanı, şu delik bir lehim ister,
Yüreğimde sancı, şakaklarımda kanlı ter,
Bir baştan bir başa ufku şafaklar tutmuşken,
Zulmet yırtılmış, aydınlık geceyi boğmuşken..
Yürüyorduk, hülyâlı baharlara ardarda,
Her yanda kızaran erguvanlar arasında,
Gök bir yanda, yıldızlar bir yanda, biz bir yanda,
Zaman “vefa, vefa” diye inledi bir anda,
Yeniden gün denizde söner gibi olmuştu,
Yeniden bu hasta gönlüm hasretle dolmuştu,