O’NDAN SANATINA
Ruh, renklerle tüllenen etrafına bir baksa,
Sarar ufkunu pembe, mavi, yeşil, erguvan;
Nağmelerle gürlerler sabah-akşam sonsuzdan,
Yerde nizam, gökte nizam, âhenk perde perde,
Ufuklarda her zaman hülyâlı bir mavilik,
Sırlı derinlikleriyle ovalar, obalar,
Sımsıcak vadiler, şûh adalar ve mor dağlar;
Her dönemeçte yol ve köprüler var sevdâdan,
Her yanı, her rengi, her şi’ri ayrı bir hazdan,
Meltemler gibi bir yumuşaklıkla öteden,
Geziniriz her an daha coşkun, daha gergin,
Yer yer öteler ses verir kendi nefesinden,
Sıçrar ve Cennetleri aşar duygular artık,
Sur sesi almış gibi bütün ruhlar dirilir,
Güneşi Cennet’ten, çiçekleri de Firdevs’ten,
Sökün eder bu âlemde ardarda her gece