RUH İKLİMİ
Ruh şuurlu kanun, özü, rengi meleklerden,Bir sırlı görüntüyle duyarız gölgesini;İnsanî ufka kutsal armağandır göklerden,Ruh ufkuyla dinleriz semâların sesini.
Melek kanadından tüyler almış gibi atak,Ruhanîlerle iki parmaktan daha yakın;Pervâz eder ilerler, hedefi o son durak,Her menzilde duyar iltifatlarını Hakk’ın…
Birbirinin peşinde akrep-yelkovan gibi,Sonsuzun nuruna doğru ve soluk soluğa;Bir derinliğe açılır ki, görünmez dibi,Yollar akar-gider bir ebedî mutluluğa.
Bu iklimde, ağlayanlar bile sevinç ağlar,Her bucakta doğum neşîdeleri duyulur;Ruhlardan taşan neş’e ırmaklar gibi çağlar,Bu ufka ulaşan kendini bambaşka bulur.
O büyülü âlemi Dost’uyla paylaşanlar,Aşarlar bir hamlede mekânı ve zamanı;Kendi ruhlarında gidip O’na ulaşanlar,Duymazlar Sûr’u ve kıyamet koptuğu ânı…
Onlar öteleri, öteler onları dinler,Işık olur, kitap olur, binek olur varlık;Aşkları ve hicranları vuslatla serinler,Açılır Hakk’ı temâşâ için bin aralık…
Görürler ömrün ikbal yollarını hep birden,Bir el iner, hicranla akan yaşları siler;Duyarlar ebediyeti oldukları yerden..Derken ruh, arayıp durduğu vuslata erer.