SÜRPRİZLER ŞÖLENİ
Günler yağmur öncesi kasvetli havaya eş,
İç içe giriyordu ışık ve zulmet birden,
Bahçelerde zambaklar, papatyalar, lâleler,
Narin yapraklar üstünde kırağı telaşı,
Gamlanma, zira mevsim mevsim-i hazan değil;
Gidecektir bu son gaileler de ardarda,
Bunlar birer bahar çağrısı hazan içinde,
Duyuluyor ruh ufkunda geçmişin öyküsü,
Göklerde emâre, yerde alâmet iç içe,
Fesatçı kendi ağında tutsak, kıvranıyor,
İlimler metafizik diyor, düşünce âzât,
Âtiye açılan koyda sürprizler şöleni,
Gönüllere ilham iniyor sırlı bir sesle
Cemrenin kardelenle buluştuğu çağ geldi;
Zekeriya’nın biçildiği yerde lâleler,
Hira’da bir sessizlik bestesi için için,
Kilitlendi gönüller sonsuzluğa yeniden,
Bir kez daha semâ-arz buluşma ikliminde,
Cihanlar bütünüyle mânâya teslim gibi,
Ve madde bitevî târumâr, maddeci şaşkın,
Her şey Hak’tan, bunu son bir kere daha duyduk,
Hak isterse, kar da dolu da yağmura döner,
Gayri baharı durduramaz kapkara inat,
Artık kalb ve kafa fikir alış verişinde,
Âyin başlamak üzere tam fecir rengiyle,
Şimdi, yalvarıp ağlamak düşer hepimize,
Kazarak hiç durmadan kuyu üstüne kuyu