Yusuf sûresi, 12/10

قَالَ قَۤائِلٌ مِنْهُمْ لَا تَقْتُلُوا يُوسُفَ وَأَلْقُوهُ فِي غَيَابَةِ الْجُبِّ يَلْتَقِطْهُ بَعْضُ السَّيَّارَةِ إِنْ كُنْتُمْ فَاعِلِينَ

“İçlerinden biri: ‘Yusuf’u öldürmeyin, bir kuyunun dibine bırakın. Nasıl olsa bir yolcu kafilesi onu bulup götürür. İlla bir şey yapacaksanız böyle yapın.’ dedi.”

Eğer bu konuşan Yahuda ise, en büyük kardeş olarak, öldürme fikrine katılmadığını ve onlara daha farklı bir teklifte bulunduğunu görüyoruz. O, belki de yaşının verdiği olgunlukla, kardeşlerine göre daha akıllı hareket ediyor, güzel konuşuyor, üslubunu iyi ayarlıyor ve kardeşlerini yönlendiriyor. Eğer onların planlarına bütün bütün karşı çıksaydı belki kardeşleri onu da öldürmeyi düşünürlerdi. Fakat o, öyle bir şey söylüyor ki hem onlarla aynı planın bir üyesi olarak hareket ediyor hem de Hazreti Yusuf’u ölümden kurtaracak teklifi onlara kabul ettiriyor. Onlar da ona saygı duyuyor olmalılar ki onun sözünü dinleyip Hazreti Yusuf’u öldürmekten vazgeçiyorlar.

“İçlerinden biri dedi ki:” mânâsındaki قَالَ قَآئِلٌ مِنْهُمْ ifadesinde geçen قَآئِلٌ kelimesinde, dört elif miktarı uzatılan medd-i muttasıl var. Bundan, Yahuda’nın, kardeşlerini ikna için çok dil döktüğüne dair bir işaret çıkarılabilir. Sûrede tek bir âyette kısaca ifade edilen bu ikna süreci aslında uzun bir zaman almış olabilir. Yahuda belki kardeşlerini ikna etmek için uzun uzun konuşmuş olabilir. Aynı Yahuda ileride, Bünyamin Mısır’da alıkonulunca, sağduyulu benzer bir duruş daha sergileyecek ve “Siz gidin, babamıza durumu izah edin, ben gelemem. Ona verdiğimiz sözü yerine getiremedik. Yusuf meselesinde de bunda da ahdimize sadık kalmadık. Babam izin verinceye ya da Allah’tan bir hüküm gelinceye kadar ben buradan ayrılmayacağım.” diyecektir. Bu insaflı yaklaşımıyla aynı zamanda Allah’a olan itimadını da ortaya koyacaktır.

Yahudilik isminin kaynağı konusunda dil ve tarih merkezli değişik tahliller yapılmıştır. Bu tahlillerden biri de bu ismin Hazreti Yakub’un (aleyhisselâm) oğullarından biri olan Yahuda’dan ve onun sayıca en kalabalık olan kabilesinden kaynaklandığı yönündedir. Biz burada o tahlillere girmeyi gerekli görmüyoruz. Ancak kader planında meseleye baktığımızda onun isminin Hazreti Yusuf hakkında yaptığı iyiliklerin bir mükâfatı olarak Allah tarafından Yahudiliğe isim olarak takdir edildiğini düşünebiliriz. Buradan hareketle şu neticeyi de çıkarabiliriz: Ebu Talib’in Efendimiz’e (sallallâhu aleyhi ve sellem) yaptığı iyiliğin karşılığını ahirette bir şekilde görmesi gibi Yahuda da peygamber namzedi olan kardeşine yaptığı iyiliklerin karşılığını dünyada bu şekilde görmüştür. Demek ki, insanda bir fazilet varsa, Allah onu zayi etmiyor ve bir şekilde onun karşılığını veriyor.

-+=
Scroll to Top