Yusuf sûresi, 12/50

وَقَالَ الْمَلِكُ ائْتُونِي بِهِ فَلَمَّا جَۤاءَهُ الرَّسُولُ قَالَ ارْجِعْ إِلٰى رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ مَا بَالُ النِّسْوَةِ اللَّاتِي قَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ إِنَّ رَبِّي بِكَيْدِهِنَّ عَلِيمٌ

“Bunu duyan Hükümdar: ‘Onu derhal bana getirin!’ dedi. Hükümdarın elçisi gelince Yusuf ona: ‘Sen önce dönüp efendine sor; o ellerini kesen kadınların meselesi neydi? Doğrusu Rabbim, o kadınların komplosunu pek iyi bilir.’ dedi.”

Melik, Hazreti Yusuf’u Saraya Davet Ediyor

Kral, bir elçi gönderip Hazreti Yusuf’u yanına getirmesini istiyor. Haksız yere yıllarca hapiste kalmış biri olarak hemen çıkıp kralın yanına gitmesi beklenirdi. Fakat o, öyle yapmıyor. Önce iade-i itibar talebi denebilecek bir teklifte bulunuyor. Halk ve idare nazarında aklanmasını talep ediyor ve bunu bizzat kralın yapmasını istiyor.

Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki: Yusuf’un yerinde olsaydım, böyle bir haber gelince hemen çıkardım.”116 Aslında Efendimiz de çıkmazdı. Yusuf’tan (aleyhisselâm) daha az temkinli hareket etmezdi. Fakat burada Hazreti Yusuf’un kıymetini vurgulama adına kullanmış olduğu bu ifadeler çok önemlidir. Hazreti Musa ve Hazreti Yunus için de Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) benzer ifadeleri vardır. Mesela Hazreti Musa hakkında, “Beni Musa İbn İmran’ın önünde tutmayın. Mahşerde ilk kalkan ben olacağım. Kalktığım zaman arşın sütunları altında onu göreceğim. Tur dağındaki bayılma hâlinden sonra hiç bayılmadı mı yoksa bayılıp benden evvel mi kalktı bilmiyorum.”117 buyurmuştur. Bu mütevazi duruş, Efendimiz’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) genel tavrıdır. Bu tavır aslında o günkü muhataplar arasında bulunan Yahudilerin gönüllerini yumuşatmada önemli rol oynamıştır.

Hazreti Yusuf (aleyhisselâm) “Kadınların meselesi neydi?” diyor fakat Zeliha’nın adını vermiyor. Çünkü aradan yıllar geçmiş, mesele unutulmuş, günümüzün tabiriyle artık bu konu gündemden düşmüştür. Onu yıllar sonra tekrar gündeme getirerek kadını mahcup etmek istemiyor. Sûre boyunca görüldüğü gibi burada da Hazreti Yusuf’un ayrı bir civanmertliği ve inceliği karşımıza çıkıyor.


116 Buhârî , ehâdîs 11, 19, tefsîr (12) 5; Müslim, îmân 238, fezâil 152.

117 Buhârî, husûmât 1, enbiyâ 31, rikak 43, tevhîd 31; Müslim, fezâil 157.

-+=
Scroll to Top