Hac
Hac, Müslümanlar arasında içtimaî birliği tesis ve tecelli ettiren öyle büyük ve öyle şümullü bir İslâm şiarıdır ki, onun enginlik ve vüs’atini, bir başka mekân ve bir başka cemaatte bulup göstermek mümkün değildir. Kâbe, o derin mânâ ve kudsiyetiyle ta Hazreti Âdem ve onun yaratılışından önceki zamanlara gidip dayanan.. ve daha sonra Hazreti İbrahim’le bilmem kaçıncı kez ortaya çıkarılıp imar edilen, millet-i İbrahimiye ile irtibatlı, Hakikat-ı Ahmediye’nin “amâ”nın bağrında eşi, Nur-u Muhammedî Aleyhisselâm’ın dölyatağı ve bütün semavî dinlerin kıblegâhı, eşsiz öyle bir tevhid ocağıdır ki, bu hususiyetleriyle ona denk, Allah evi denebilecek ikinci bir bina yoktur.
Her yıl yüz binlerce insan, Allah’a karşı kulluk sorumluluklarını yerine getirmek için, Hakk’a en yakın olacakları bir zaman diliminde, bir zirve mekânda, eda edecekleri ibadetlerin menfezleriyle duygularını, düşüncelerini soluklar.. ahd ü peymanlarını yeniler.. günahlarından arınır.. birbirlerine karşı sorumluluklarını hatırlar ve hatırlatır.. içtimaî, iktisadî, idarî ve siyasî işlerini, her yanıyla Hakk’a kulluğu çağrıştıran bir ibadet zemininde, kalblerin rikkati, duyguların enginliği ve İslâm şuurunun med vaktinde, bir kere daha gözden geçirip pekiştirir; sonra da yepyeni bir güç, yepyeni bir azim, yepyeni bir şevkle ülkelerine dönerler.
Süreyya Yayınları