Günümüzde, kaderin bir cilvesi olarak gözde ve gönülde bir hayli hizmet eri var. Bunlar kabiliyet ve liyakatlerini aşan önemli sorumluluklar altında bulunuyorlar. Bu arada bunlar, şöhret ayn-ı riyadır, kalbi öldüren zehirli bir baldır’ anlayışından hareketle gösteriş ve alayış endişesiyle gaybubet etmeyi bir kenara çekilmeyi de düşünebiliyorlar. Bence bunun üzerinde çok ciddi olarak düşünmek lâzım zira bazen hizmetteki konumu itibariyle ‘olmazsa olmaz’ bir yerde bulunan arkadaş, eğer değişik mülahazalarla bir kenara çekilse, öyle zannediyorum ki, bu davranışıyla sevap değil ihtimal günah bile kazanabilir. Çünkü, daha yapılması gereken dünya kadar iş var. Alttan gelen kadro ise henüz bu işleri yapacak, hem daha iyi yapabilecek kapasitede değil değil ki, ‘Artık bana ihtiyaç yok, bensiz de olur’ içtihadında bulunarak gaybubet etmemiz bir kenara çekilip evrâd ü ezkârla meşgul olmamız caiz olsun…
Bu itibarla bizim bütün düşünce ve davranışlarımızda hizmet gemisinin yürümesi hedeflenmeli.. ahireti kazanmak için gönderildiğimiz şu dünya kışlasında askerlik çok iyi yapılmalı. Her hareketimizde rıza-yı İlâhî amaçlanmalı ve cennete gitme bile olsa -ki hemen hemen herkes bunun iştiyakiyle kavruluyordur- bu hedeflere ulaşmayı geciktirecekse, bundan şimdilik vazgeçmelidir.