HAZ VE SIZI

Duyduk sînelerimizde derince bir sızı,Sanki ruhlarımızda hep alev alev ateş;Ürpertti bir kere daha belâların hızı,Mahvolmuş milletlerin ürpertilerine eş…

Bir sarsıldık ki, korkunç ve her yanda âh u zâr,Çağladı gözyaşları yeniden oluk oluk;Viran olan her şey gibi ruhlar da târumâr,Yankılanıyor her bucakta müthiş bir boşluk.

Duyguları kuşatmış koskoyu bir karanlık,Sapsarı şimdi ümitler ve solgun rüyâlar..Sanki zulmetler kalıcı, ışıksa bir anlık;Üst üste devrilmiş âdeta bütün hülyâlar.

* * *

Manzara müthiş; ama gel, bir de gönlünle bak.!Enkaz üzerinde imar nurları parlıyor;Teslim ol kadere ve kendini Hakk’a bırak.!Dikkat etsen, gökler yeni ışıklar salıyor.

Kudret yeniliyor sararmış, solmuş eskiyi,Bir baharla ki, gelin edâsıyla ufukta;Rahmete çeviriyor karı buzu tipiyi,Kim bilir, ne sürprizler var bu gelen şafakta..?

Yok olan mevsim ebedî hendese ağında,Bir dantela gibi örülüyor sessiz sessiz..Âb-ı hayat yudumluyor Hızır kucağında,Annelerimizin sütü gibi ak ve temiz.

Hassas ruhlar şimdiden Firdevs’e ermiş gibi,Mârifet ufku ölçüsünde derin ve zengin;Haz çağlayanlarındaki, baş döndüren debi,Allah dostlarının duydukları kadar engin…

-+=
Scroll to Top