Hüzün

Tebliğ ve irşad insanı hüzünle bütünleşmelidir. Derecesine göre bütün büyüklerde hüzün, müşterek bir vasıf gibidir. Zaten, tebliğ ve irşad, istenen ölçüde te’sir icra etmiyorsa, da’va adamının bu gibi hâllerde hüzünle iki büklüm olması gayet tabiidir.

Hüzün, peygamberlerde doruk noktadadır. Evet, insanların küfür ve küfran içinde bulunmaları onları hep hüzne boğmuştur. Hüzne boğmak bir yana onları ve onlar gibi düşünen da’va adamlarının uykularını kaçırmıştır. Evet, bir da’va adamında bu seviyede hüzün yoksa, o, belli ölçüde eksik sayılır. Bu durumda ruhî hayat tekrar ber tekrar gözden geçirilmeli ve o eksik taraflar mutlaka düzeltilmelidir. Hatırdan çıkarmayalım ki; hüznü kaybeden çok şey kaybetmiş, onu bulan da çok şey bulmuş sayılır.

-+=
Scroll to Top