İmam Eş’arî, Mu’tezile içinde yetişmiş bir zattır. Mu’tezile de o gün Yunan felsefesinin usûllerini kullanmaktaydı. O dönemde Bağdat’tan Suriye’ye kadar her yerde bu düşünce hâkimdi. Dolayısıyla İmam Eş’arî’nin de mücadelesinde Yunan felsefesinden istifade etmesi, onlarla münazarada, onların üslubuna göre konuşması oldukça önemli sayılır ki, İmam, hasımlarına karşı yine onların silahıyla mukabele etme yolunu tercih etmiştir. İmam Eş’arî’yi Yunan felsefesini kullanıyor diye tenkit etmek doğru bir mantık değildir. Meselâ; bugün, en son ilmî prensiplere dayanarak tevhid ispat edilse, bunu yapan gavur mu olur? Üstad Bedîüzzaman Hazretleri herkesin ilim ilim deyip içinde boğulduğu şeylerde Allah’ın varlık ve birliğine deliller bulup çıkarmakta…
Mes’elenin bir diğer yönü de şudur: Acaba, bunu iddia edenler Yunan felsefesini ne kadar biliyorlar? Hangi kitapları okumuşlar? Tales’ten Figaros’a, Aristo’dan Eflatun’a kadar hangisi Yunan felsefesi? Acaba, Yunan felsefesi dedikleri şeyin temel prensiplerini tesbît etmişler mi?
Aslında, her denilenin te’sirinde kalan bu kabil nakilciler, zannediyorum İmam Eş’arî’nin topuğuna dahi ulaşamazlar.