MÂBET VE İNSAN
Duyanlar ruhlarında imanın neşvesini,
Yürürler duyunca mâbette Hakk’a niyâza,
Kulaklarda tın tın o sonsuzluk mûsıkîsi,
Dinlerler hep uhrevî işvesiyle zamânı,
Gözlerinde tül tüldür Cennet’ten bir nevhayâl,
Gönüllerinde güm güm ebediyet bestesi
Gergin boyunları nâzenin kuğular gibi,
Revâka ilk adımla mâbet duygusu başlar,
Orada rükûa varmış gibidir kubbeler,
Sütunlar el bağlamış duran kullara benzer,
Bu büyü ile insan âdeta lâl kesilir,
Her yanda his köpürür, her yana mânâ iner,
Dünya silinir gider, güneş ufukta söner,
Bu masmavi âlemde bir sürü kalbi kırık
Değişip her şeyin başkalaştığı bu yerde,
Kalblerde solmayan renk renk duygular yeşerir,
Her ânı gülkırmızı bu ışıktan zamanda,
Ruh bu derinliği bir kere duyup tatmışsa,
Geçmişse kendinden sonsuzun râyihasiyle,
Tâ ötelerle selâmlaşır olduğu yerden