Yusuf sûresi, 12/13

قَالَ إِنِّي لَيَحْزُنُنِۤي أَنْ تَذْهَبُوا بِهِ وَأَخَافُ أَنْ يَأْكُلَهُ الذِّئْبُ وَأَنْتُمْ عَنْهُ غَافِلُونَ

“Babaları: ‘Onu götürmeniz beni tasalandırır. Korkarım ki bir gaflet anınızda onu kurt yer.’ dedi.”

Hazreti Yakub’un Endişesi

Temkinin temsilcisi Yakup (aleyhisselâm), çocuklarının ısrarları karşısında onları kırmak istemiyor. Fakat beri taraftan Yusuf’la ilgili endişesini dile getirmeyi de ihmal etmiyor. Onu kurdun yemesinden korktuğunu söylüyor. Kurttan bahsettiğine göre ya kurtla alâkalı bir tecrübeye sahipti ya da çocuklarının böyle bir yalanla karşısına çıkacaklarını tahmin etmişti. Yine kurt endişesi dile getirildiğine göre demek ki o zaman yaşadıkları yerin yakınlarında kurtlar vardı. Yani bir çocuğu kurdun yemesinin ihtimalden uzak görülmeyeceği bir muhitte yaşıyorlardı. Belki de kurt saldırısı o dönemin kırsalında en yaygın tehlikelerden birisiydi. O yüzden riskli bir durum için argüman olarak kurdu kullanıyorlardı.

Her dönemin kendine göre bir ‘kurdu’ vardır. O zaman kurdun yaptığını başka zaman kurtlaşmış karakterler yapabilir; canınıza kıyabilir, hürriyetinizi, işinizi, kariyerinizi elinizden alabilir, aileleri parçalayabilir, türlü türlü mahrumiyetler yaşatabilirler. Her dönemde, hazımsız, insafsız ve amansız bu türlü canavarlaşmış karakterler olagelmiştir. Allah, böylelerinin şerrinden muhafaza buyursun.

Yakup aleyhisselâm bir baba olarak evlatlarıyla konuşurken, ileride meydana gelecek bir şeyi haber veriyor ve “Belki onu kurt yer.” diyor. Hazreti Yakup bunu elbette onlara koz vermek için değil, onları ikaz etme maksadıyla söylüyor. ‘Aklı aşkın akıl’ ya da ‘peygamber mantığı’ şeklinde ifade ettiğimiz “fetanet” sıfatına sahip olan peygamberler kimseye –hâşâ– safiyane koz vermezler. Bunu ona muhakkak ki Allah söyletmiştir. Biz böyle durumlar için ‘intak-ı bilhak’ tabirini kullanırız. Yani “Allah ona hakkı, gerçekleşecek şeyleri konuşturmuş.” deriz. Fakat evlatları bunu bir ipucu ve koz olarak kullandılar. Kardeşlerini kuyuya attıktan sonra akşam eve gelip “Yusuf’u kurt yedi.” dediler.

Daha önce de temas ettiğimiz üzere bu türlü durumlarda Yüce Allah’ın makro plandaki muradını anlamaya çalışmak gerekir. Mesela burada Hazreti Yakup (aleyhisselâm), “Belki onu kurt yer!” demeseydi, –esbap açısından– belki ardından gelecek zincirleme olaylar serisi gerçekleşmeyecek ve Hazreti Yusuf, Mısır’daki konumunu ihraz etmeyecekti. Evet, başlangıçta iç yakan bu hâdisenin neticesi o kadar güzel oldu ki bütün Mısır ve çevresi bu vesileyle ışığa uyandı, refaha kavuştu.

-+=
Scroll to Top