Yusuf sûresi, 12/66

قَالَ لَنْ أُرْسِلَهُ مَعَكُمْ حَتّٰى تُؤْتُونِ مَوْثِقًا مِنَ اللهِ لَتَأْتُنَّنِي بِهِ إِلَّا أَنْ يُحَاطَ بِكُمْ فَلَمَّا اٰتَوْهُ مَوْثِقَهُمْ قَالَ اللهُ عَلٰى مَا نَقُولُ وَكِيلٌ

Yakup (aleyhisselâm) şöyle cevap verdi: ‘Onu bana geri getireceğinize dair Allah adına sağlam bir söz vermeden onu asla sizinle göndermem! Ancak etrafınız kuşatılıp büsbütün çaresiz kalırsanız, o başka!’ Onlar kendisine kesin söz verince de dedi ki: ‘Bu söylediklerimize Allah şahittir.’”

Alınan Söz ve Allah’a Tevekkül

Hazreti Yakup (aleyhisselâm) Bünyamin’i gönderme şartı olarak onlardan söz vermelerini istiyor. Belli ki onlara güvenmek ve güvendiğini göstermek istiyordu. Fakat bir de kadere dair istisna ortaya koyuyor ve diyor ki: “Birileri tarafından tamamen kuşatılıp da artık yapacağınız bir şey kalmazsa, sebepler bütünüyle bitip de Bünyamin’i koruyamayacak duruma düşerseniz ona bir şey diyemem.” Diğer bir tabirle; “Sizin kudret ve iradenizi aşan bir durum meydana gelirse, güç yetiremeyeceğiniz ilahi bir takdir söz konusu olursa artık yapacak bir şeyiniz kalmaz. Fakat böyle bir şey olmadıkça Bünyamin’i bana mutlaka geri getirmelisiniz.” Çocukları, bu konuda üzerlerine düşeni yapacaklarına dair söz verince Yakup da (aleyhisselâm) son noktayı koyuyor ve “Dediklerimize Allah vekildir!” diyor.

-+=
Scroll to Top