Yusuf sûresi, 12/69

وَلَمَّا دَخَلُوا عَلٰى يُوسُفَ اٰوٰۤى إِلَيْهِ أَخَاهُ قَالَ إِنِّي أَنَۤا أَخُوكَ فَلَا تَبْتَئِسْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

“Onlar Yusuf’un huzuruna girince, öz kardeşini yanına alıp bağrına bastı ve ‘Bilesin ki ben senin kardeşinim, onların yapageldiklerine üzülme!’ dedi.”

Hazreti Yusuf, Bünyamin ile Baş Başa

Bu âyet-i kerimeyle alâkalı olarak, menkıbe şeklinde anlatılan bir olay vardır: Hazreti Yusuf, huzurundaki kardeşlerinin ikişerli şekilde karşı karşıya oturmalarını ister. Denileni yaptıklarında Bünyamin tek kalır. Hazreti Yusuf onu yanına alır, onunla yemek yer. Baş başa kaldıklarında Bünyamin’in, kaybolan kardeşini hatırlayıp ağladığını görünce “Kaybettiğin kardeşinin yerine beni kardeş olarak kabul edebilirsin.” der. Bünyamin, Hazreti Yusuf gibi güzel bir kardeş bulunamayacağını, fakat yine de öz kardeşinin olmasını tercih ettiğini söyleyince Hazreti Yusuf, “Ben senin kardeşinim” deyiverir.134

Hazreti Yusuf’un, kardeşi Bünyamin’i yemekte yanına alması, sonra onu kendi evinde misafir etmesi, âyette آوَى kelimesiyle ifade ediliyor. Bu kelime, sözlükte “yanına aldı, bağrına bastı, barındırdı, gözetti, koruması altına aldı” mânâlarına gelir. Aynı kelime Enfal sûre-i celîlesinde Medine’nin yerlileri olan ensarın, Mekke’den hicret eden muhacirleri bağırlarına basıp onlara kendi canları gibi sahip çıkmaları anlatılırken de kullanılır.135

Yusuf (aleyhisselâm), öz kardeşi Bünyamin’i yanına alıp kendini tanıttıktan sonra, onu önceden hazırlamak ve teselli etmek için “Onların sana yaptıklarından/yapacaklarından dolayı üzülme!” diyor. “Hem geçmişte yaptıklarından hem de ileride yapacaklarından dolayı üzülme.” demek istiyor. Âyetin son kelimesinin muzari gelmesi bu iki mânâya da imkân verir. Burada ayrıca Hazret Yusuf’un adamlarının Bünyamin’in yüküne kralın tasını koyması meselesine de bir işaret vardır. Yani burada başına bazı şeyler gelecek, sakın üzülme diye tembih edilmiş oluyor.

Hazreti Yusuf’un kardeşleri, geçmişte ona yaptıkları kötü muameleleri Bünyamin’e de yapmışlardı. Çünkü anneleri farklıydı ve babaları tarafından daha fazla sevilip gözetildiği için onu sevmiyorlardı. Hazreti Yusuf’u kuyuya attıktan sonra ona da ikinci sınıf insan muamelesi yapmışlar, kendi evinde bir parya gibi davranmışlardı. Bu açıdan Bünyamin, Hazreti Yusuf’un kaderine benzer bir hayat yaşıyordu. Zannediyorum onların Bünyamin hakkındaki bu görüşleri daha sonraki devirlere kadar sirayet etmiştir. İsrailoğulları’nın tarihinde Bünyamin’in kabilesi diğer kabilelerin hedefi hâline gelmiş, aralarında yaptıkları savaşlarda büyük kayıplar vermiş, hatta bitme noktasına gelmiştir. Bir zaman Bünyamin’in bizzat nefsine yapılan dışlayıcı muamele daha sonra onun nesline yapılmıştır.


134 Bkz.: es-Sa’lebî, el-Keşf ve’l-beyân, 5/233; el-Beğavî, Meâlimü’t-tenzîl, 2/438.

135 Enfal sûresi, 8/74.

-+=
Scroll to Top