Yusuf sûresi, 12/78-79
قَالُوا يَۤا أَيُّهَا الْعَزِيزُ إِنَّ لَهُ أَبًا شَيْخًا كَبِيرًا فَخُذْ أَحَدَنَا مَكَانَهُ إِنَّا نَرَاكَ مِنَ الْمُحْسِنِينَ قَالَ مَعَاذَ اللهِ أَنْ نَأْخُذَ إِلَّا مَنْ وَجَدْنَا مَتَاعَنَا عِنْدَهُۤ إِنَّا إِذًا لَظَالِمُونَ
“Yusuf’un kardeşini alıkoyması karşısında, onlar şöyle dediler: ‘Ey Aziz! Onun pîr-i fani bir babası var (Bu küçük evladını kaybetmeye dayanamaz), onun yerine bizden istediğini alıkoy! Gerçekten seni anlayış gösteren, iyi bir insan olarak görüyoruz!’ Yusuf: ‘Biz malımızı kimin yanında bulmuşsak ancak onu alıkoyarız. Başkasını tutmaktan Allah’a sığınırız. Çünkü biz öyle yaparsak gerçekten zalim kimseler oluruz!’”
Kurallar Uygulanıyor
Tefsirlerde temas edilmese de Hazreti Yusuf’un önce babasını ve diğer aile fertlerini değil de kardeşi Bünyamin’i yanına almak istemesinin stratejik sebepleri üzerinde durulması gerekir. Yani onun bu muamelesinin cibillî yakınlık ve sevgiden öte bir gayesi olmalıdır. Zannediyorum Hazreti Yusuf, Bünyamin’in de kendisi gibi güzel oluşundan, imrendiriciliğinden, hâl ve tavırlarındaki olgunluktan yararlanarak onu Mısır halkına kabul ettirecek, ardından yavaş yavaş diğer aile fertlerini getirecekti. Bunun için kendisi dışında bir organizasyona ihtiyaç duyuyordu. Evet, ileride ailesini tamamen Mısır’a alacaktı; ancak öncelikle sevimli ve yumuşak bir adım atması gerekiyordu. Bunun için de Bünyamin biçilmiş bir kaftan gibiydi.
Birinci âyet, ilk defa Hazreti Yusuf’un konumunu belirleyen bir ifadeyi taşıyor. Kardeşleri ona “Ey Aziz!” diye hitap ediyorlar. Bu, yetki, hâkimiyet, imkân sahibi gibi mânâları içinde barındıran bir tabirdir. Hazreti Yusuf, o dönemde kralın yanında ondan aldığı yetkilerle vezir gibi hareket eden, ekonomiyi veya maliyeyi üstlenmiş biriydi. Kardeşleri ileride bu tabiri bir kez daha kullanacak ve böylece iki defa onun konumunu vurgulamış olacaklar.141 Vurguladıkları diğer bir husus da Hazreti Yusuf’un muhsin olmasıdır. İyilik gördükleri makamın sahibini bu şekilde niteliyorlar. Onun makamıyla beraber faziletini de itiraf etmiş oluyorlar.
141 Bkz.: Yusuf sûresi, 12/88.